Bir varmış bir yokmuş…Evvel zaman içinde, kısa boylu bir domuzcuk varmış. Bu domuzcuk, zürafalar gibi uzun boylu olmak istermiş küçüklüğünden beri. Hem kısa boylu hem de şişman olan domuzcuk, görüntüsünden hiç memnun değilmiş. Ne yaparsa yapsın boyu bir türlü uzamazmış. Hep kısa boylu domuzcuk olarak anılmış hayatı boyunca. Yıllarca kısa boylu olduğu için dalga geçilen domuzcuk her gün bacaklarını uzata uzata spor yaparmış. Bir faydası olmazmış ama domuzcuk rahatlarmış.
Hayvanlar aleminde bir toplantı olduğunda zürafaların yanında durmaktan hep çekinirmiş. Tavuklarla civcivlerle birlikte vakit geçirip zürafalarla hiç konuşmazmış. Bunu anlayan hayvanlar alemi, domuzcuğa artık kendisini sevmesi gerektiğini öğretmek istemişler. Bunun için bir bahar günü bir piknik düzenlemişler.
Piknik sabahı herkes toplanıp piknik yerine doğru yola çıkmışlar. Domuzcuk yine uzun boylu tüm hayvanlardan uzak durmuş. Hiç onların yanında yürümemiş. Piknik yerine gittiklerinde kimi yemekleri hazırlamış kimi de etraftaki çöpleri temizlemiş. Domuzcuk hiçbir şey yapmadan köşede öylece oturuyormuş. Yanına gelen tüm hayvanlara keyfinin olmadığını söylemiş.
Zürafalar, tavuklar hep birlikte ip atlamaya başlamışlar yemekten sonra. Domuzcuk yine masanın kenarından hayvan dostlarına bakıp iç geçirmiş. Tüm hayvanlar gelip onlarla ip atlamasını söylemiş ama domuzcuk omuz kısıp yerine oturmuş. Zürafalardan ikisi domuzcuk hiç anlamadan kucaklayıp oyun alanına getirmişler. Domuzcuk zürafalara bakarak kendini yine kötü hissetmiş. Oyun oynamak istediği için zürafalarla ip atlamaya, top oynamaya başlamış.
Hepsinden daha iyi oyun oynayan domuzcuk, günü ip atlama galibi olarak bitirmiş. Bu iş, domuzcuğun çok hoşuna gitmiş. Her ne kadar kendini özgüvensiz hissetse de artık kendine güvenmeye başlamış. Hayvan dostlarıyla buluştuğunda uzun zamandır kendini kötü hissetmiyormuş. Zürafalarla birlikte gülüp eğlenip onların boynuzlarına zıplama oyunları oynama yarışmaları yapılmaya başlamış.
Domuzcuk bu oyunlardan çok zevk almaya ve kendini olduğu gibi sevmeye başlamış. Nasıl göründüğüne eskisi gibi bakmıyormuş. Kendini her haliyle kısa boyuyla sevmeye başlamış. Kendini aynı zamanda güzel de bulmaya başlamış. Hayatın tadını çıkarmaya başlayan domuzcuk, son günlerde her canlının ayrı bir güzelliği olduğunun farkına vararak yaşamaya başlamış.